FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Uncategorized 27 Temmuz 2023 193 Görüntüleme

BATI KESTEL GEÇERKEN / 5

Canım Türkiye’min kentleşme süreci de diğer olguları gibi. Kendi kabuğunu kıramayan milletimin bir avuç aydın milliyetçisinin öncülüğünde kurulmuş cumhuriyetimiz, muhteşem yürüyüşünü yarım bıraktı ve uzunca bir süredir her şeyimiz olması gerektiği gibi değil. Mut ilçemizdeki trafik/ park konusu da böyle. Detaya girmeden yazmaya devam ediyorum, konumuz spor olsun.
Çınaraltı Park’tan çıkışımız da girişimiz gibi oldu. Şansımızdan olsa gerek diyelim, masamızdan kalkıp araçlara ilerlediğimiz esnada çoktan dolmuş olan park alanındaki araçlardan tam arkamızda olan hareket etmek üzereymiş. Onun arkasından sağ sinyalini yakmış, batı yönden gelmiş olması gereken, boşalacak yere göz dikmiş bekleyen sürücüye işaret ettim, bir dakika içerikli. Yılmaz Hoca’ya da çabuk ol dedim. Onun önünde park halinde olan diğer aracımızın sürücüsü Umut Hoca’ya da. Durumu anlamışlardı ki biraz da akan trafiğe dikkatli olunuz işareti yaparak kendimce, kazasız belasız, akan trafikte parktan araba çıkarma sanatı yaparak çıktık.
Mut kalabalık, bayram kalabalığı. Yaz mevsimindeyiz diğer yandan. Karmaşa hakim mekanda özetle. Karmaşa ister istemez uygunsuz durumları arttırır ve bu uygunsuzluk park yapma konusunda da geçerli olur. İş Bankası Kavşağı’nda bu durumu her zaman, her gün yaşar Mut/Mutlu, ama bugün zaman gereği durum daha bir problemli. Buradan geri yani batı yönüne dönüp Ermenek istikametine yol alacağız, ama kavşaktaki ikili park durumu, dönemeyeceğimize işaret etse de belli ki bu tip durumlarda çözüm üretmede yol almış sürücümüz, dikkatlice yaptığı minik bir trafik ihlali ile durumu kurtardı ve batı yönde ilerlemeye başladık. Diğer aracımız takipte.
Yaklaşık yetmiş kilometre olduğunu düşündüğüm bir yolumuz var önümüzde. Bu yollarda daha önce çok yolculuğum oldu. Ticaret yaptım ilerlemekte olduğumuz yollar boyunca. Nohut aldım, kapari aldım, kuzugöbeği mantarı aldım, zeytin aldım, zeytinyağı ürettim. Sportif geçişlerimde oldu. Şimdi gitmekte olduğumuz Gezende Kanyonu’na girmedim, ama yol sapağının önünden geçtim. Bu bölgenin çok iyi bildiğim coğrafyasından dolayı Gezende Kanyonu için, “gitmeye değmez” şeklinde açıkladım arkadaşlara fikrimi, ama sanalda gördükleri, çoğu zaman Gülnarlılara has yeteneklerle çok güzel paylaşılmış birkaç görselle oluşan fikirleri nedeni ile gidelim diyorlar. Ev sahibi olarak onları kırmamak düşüyor bana.
Daha önce, çok daha önce Meral Hocam ile konuşmuştuk Gezende Kanyonu’nu. Meral Hocam önceki dönem KAD başkanıdır. Kanyon Araştırma Derneği demek, açılımı KAD. İstanbul’da oluşmuş ülkemizin en önde gelen kanyoncu kurumudur. Bildiğim kadarı ile altı yıl başkanlık yaptı Meral Hocam. Kendisi ile hikâyemiz iki bin on dokuzda başladı. Mut ilçemizin ilk iki kanyon sporcusundan biri olan oğlum Yiğit İnce ile katıldığımız ilk kanyon festivalinde Pınarbaşı’nda. İki kanyon sporcusundan diğeride ben İnce Bukay oluyorum bu arada ve henüz bilmeyenler için yazıyorum.
Meral Hocamda Gülnarlıların zekâ ışıltılarını yansıtan Gezende Kanyonu görsellerini görünce aramıştı. Bukay Bey böyle böyle. O aralar o taraflardan yeni bir geçiş yapmıştım. Bir hafta sonu yüzlükle yola çıkmıştık Emine ile. Bu arada baştan söyleyeyim Emine’yi oldum olası araç tutar. Bunun nedeni onun pırıl pırıl yaşamıdır. Havası temiz, suyu temiz, yiyeceği temiz ortamlarda nefes alıp vermiş/verdi bütün yaşamı boyunca. Açık havaya bayılır. Göktepe Dağlarının muhteşem havasını solumuş, doğumu ile birlikte. Açık araçta sorun yok. Açık araç deyince aracın camını açmakta çözüm değil bu arada. Aracın dışında olacak. Neyse işte bu nedenle yaz günü olanaklarından dolayı da yüzlüğü kullanıyoruz ve çadırımız yanımızda. Köselerli Köyü yolundan Göksu Nehrini aşıp, Dayıcık Köyü üzerinden geçip, Gülnar’ın ünlü yaylası Bardat yönünde ilerleyip Gezende Köyü’ne inmiştik. Gezende Barajı ayaklarımızın altında köy merkezinde ulu bir çınar ağacının altında oturup sohbet etmiştik köylülerden orada olanlarla, gürül gürül akan çeşme yanında. Diğer yanda bir aile harmanını kaldırmış olmalıydı ki unluk, bulgurluk, düğürcüklük buğday yıkarken çeşmede.
Sohbet anlarının baskın kişisi bilge Anadolu kadını ablam unutulmazımız o saatler için. Nasıl bilgiliydi, nasıl bir öz güveni vardı, nasıl da hâkimdi ülke gündemine. O gün evine davet etmişti gece kalmak için, kabul etmemiştik. Daha sonra pişman olmuştuk kabul etmediğimize. Kim bilir daha neler konuşulacaktı.
Devam edecek…

İlginizi çekebilir

YAZ SICAĞI KALBİ YORUYOR

YAZ SICAĞI KALBİ YORUYOR

Tema Tasarım | Osgaka.com