FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Uncategorized 26 Temmuz 2022 400 Görüntüleme

KESTEL KANYONU GÜNLÜĞÜ / 2

Kestel Dağı, içindeki kanyonları ile birlikte, tamam, koruma altındadır. Geniş bir korucu ekibi tarafından, foto kapanlarla gözetlenir.
Ve doğal yaşam taraftarı, uzak/yakın, asil insanlar tarafından.
Bu koruma, Kestel’in vahşi havasını korur, her yerini ıssızlaştırır.
Normalde, Türkiye’nin dağlarında dolaşmak ücretsizdir. Kestel’e, hatırı sayılır bir parayı, gün sayısı ile çarparak ödeyip, öyle girebiliyorsunuz. Her türlü yararına karşın, ilgili parayı, biz de ödedik.
Mutlu bir sporcu olarak, izin işlemleri, yani bürokrasi, benim omuzlarımdaydı. Kurban bayramı tatilinin yakınlaşması, orman bürokrasisinin, Mut/ Mersin/ Adana ve aynı yoldan, geri dönüyor olması da, bizi telaşlandırdı.
Sonuç ta, burada da, parayı ödeyen, alıyor düdüğü!
Aksi durum, külliyatlı bir ceza yeme.
Mersin Büyükşehir, gerekli ödemeyi yapamayınca, cebimden ödemeyi yaptım. Geri alacağımı biliyorum. Nitekim ödediler. Ödemesem, geçiş, aksayabilirdi.
Teşekkürler, Büyük Başkan Vahap Seçer.
Kestel’in, el değmemiş, vahşi doğasını koruyan, işte bu ekonomik gerçeklik.
İlerliyoruz. Suyu, çamuru, sazlıkları, kaygan taşları aşa aşa.
Erkan hoca, “buraları pas geçmeli” diye öneriler getiriyor.
Ahmet, itiraz ediyor, “o zaman kanyonu geçmiş olmayız” türünden.
Seslenmiyorum; ama ben de, Ahmet’e katılıyorum. En azından, bu ilk geçişte. Bir de ev sahibi olmanın sorumluluğu ile, taraf olmama durumu var.
Gün boyu, çamur, sazlık ve kayalar üzerinde ilerlerken, bir yerde durup, Neoprenlerimizi giydik. Su giderek çoğalıyor. Belli ki, yanlardan kaynak girişi var. Bu durumdan olsa gerek, içinde ilerlediğimiz suyu, rahatça içiyoruz.
Neopren, basit anlamda, balık adam giyeceği demek. Vücudu, ikinci bir deri gibi sarıyor ve vücudumuz sıcak kalıyor. Yoksa üşümek, kaçınılmaz.
Öğlen sonrası kanyon, yavaş yavaş vadi formundan çıktı. Sazlıklar, çamur, kayboldu. Birkaç ip inişi yaptı. Kanyonda olduğumuzu hissettik. Keyiflendik.
Kanyoncu, kanyonun zor olanını sever. Sular, deli çağlayacak. Şelaleler, yüksek olacak. Savrulurken kayalardan, aşağıda sular yutacak her birini.
Bir çığlık patlayak, kanyonun derinlerinden; “Hekkkttoooorrrrrr!” diye.
Hektor’u bilirsiniz. Truva Prensi. Priam ve Hekabe’nin oğlu. Kral Priam’dan sonra, tahtın varisi.
Oğlum Yiğit’e, “Hektor” derim. Dolu dolu olduğum zamanlarda, bazen bir zirvede, bazen bir düzlükte, bazen bir kanyonda; “Heeekkktttooorrrrrrrr” diye bağırır güç toplarım.
Burada, Kestel’de, Yılmaz hoca da uydu bana.
Kapanırken kanyon duvarları üzerimize, saat on sekizi buldu.
Uygun bir kamp yeri bulduk. Kampı kurduk.

Devam edecek…

Tema Tasarım | Osgaka.com