Saygıdeğer konuklarımız, Dağpazarı köyünün güzel insanları…
Kaymakamımız aramızda, Belediye Başkanımız aramızda, Büyük Şehir Mut Temsilcimiz aramızda, Cumhuriyet Savcımız aramızda, gördüğüm kadarıyla siyasi partilerden bir arkadaşımız aramızda, sivil toplum örgütlerinden Ziraat Odası Başkanımız aramızda, doğal ki biraz sonra bizleri Karacaoğlan türküleriyle coşturacak olan Musa Eroğlu’muz ve diğer sanatçılarımız aramızda, yazar/şair dostlarımız var aramızda…
Dağpazarı köyünün yayla komşuları; Çivi’nin, Güme’nin. Demirkapı’nın, Ballı’nın, Elmapınarı’nın ve Kavaközü’nün güzel insanları, etkinliğimize Mut’tan, Karaman’dan, Silifke’den, Gülnar’dan, Sertevul ve Kozlar yaylasından, başka köylerden katılan dostlarımız, Mersin’den ve Ankara’dan gelen dostlarımız, bu alanı dolduran herkes, hepinize saygılar sevgiler sunuyorum, 7. Karacaoğlan Türküleri Gecemize hoş geldiniz, hoş geldiniz!..
Öyle bir rastlantı ki; 7. Karacaoğlan Gecemiz, bu köy binasının kapı numarası da 7!
Mut Çıtlık Dergisi olarak yıllar önce şu sözlerle yola çıktık. Mademki bu topraklar Karacaoğlan’ın da topraklarıdır, öyleyse bu topraklarda Karacaoğlan türküleri hep çalınıp söylenecektir. İşte bu yolculuğun 7. durağındayız bugün, hep birlikte. Bu hep birliktenin anlamı şudur: Şiirdir, türküdür, kültür sanattır, dostluktur, dayanışmadır, coşkudur, sevgidir, emektir ve umuttur sevgili arkadaşlarım, umuttur. Peki bu kadar kalabalığı buraya toplayan güç nedir? Elbette ki Karacaoğlan’dır, elbette ki Musa Eroğlu’dur, elbette ki öbür sanatçılardır. Ama tek tümceyle kültür sanattır arkadaşlarım, kültür sanattır. O yüzden ben de diyorum ki, yaşasın kültür sanat, yaşasın kültür sanat ve yaşasın kültür sanata gönül verenler, ona katkı sunanlar.
Bu arada, biraz unutkanım ya, muhtarlarımızı unuttum, onlara da hoş geldiniz diyorum.
Etkinliğimize katkı sunan Kaymakamımıza, Büyükşehir Belediyemize, Mut Belediye Başkanımıza, Muhtarımıza, köy halkımıza, sunucumuz Serkan Tokgöz öğretmenimize, canlı yayın yapan Ahmet Özdemir dostumuza, basın çalışanlarımıza, özellikle Mehmet Gürbüz arkadaşımıza, bu güzelim yemekleri yapan köy kadınlarımıza, her iki belediye çalışanlarımıza, tek tümceyle bu etkinlikte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Unuttuklarım varsa bir fazla teşekkür ediyorum.
Dağpazarı köyü tarihi ve kültürüyle Mut’un özel köylerinden birisi. Her yeri tarih fışkırıyor. Ne yazık ki ünlü kilisesi gözlerimiz önünde yıkıldı yıkıldı, yıkılıyor. Hiçbirimiz durdurmadı durduramadı bunu. Yine Mut’tun tek göçmen köyü. Ve 6 yayla köyünün merkezi. İşte bu gerekçelerle bu etkinliği burada yapıyoruz. Dağpazarı deyince bir şeyi daha söylemek istiyorum: Burada doğmuş, çocukluğu burada geçmiş, sonra okuyup profesör olmuş bir arkadaşımız vardı. Meryem Uysal. Ne yazık ki bu ilkbaharda, genç yaşta yitirdik onu. Buranın insanını, doğasını, kültürünü, Konara’sını şiirleriyle ve yazılarıyla hep anlattı. Biz de onun bu çalışmalarını Mut Çıtlık’ta hep yayımladık. Kendisini saygıyla ve özlemle anıyorum.
Karacaoğlan’ı biz sahipleniyoruz, başkaları sahipleniyor ve hatta kimi devletler sahipleniyor. Ulusal kadar uluslararası bir ozanımız. Doğanın, çiçeklerin, aşkın, sevginin ve arı duru Türkçenin ozanı o.
Sözlerimi bitirirken sizlerden ikicik isteğim olacak. Birincisi, program bitinceye kadar kimsenin buradan ayrılmaması. Anlaştık mı bu konuda? (Anlaştık sesleri) . Çok teşekkür ediyorum. İkinci isteğim; program bitince sanatçılarımızla ve etkinliğimize katkı sunanlarla toplu fotoğraf çektireceğiz. Hepsi bu.
Mut Çıtlık’ın yeni etkinliklerinde buluşmak üzere yeniden herkese çok teşekkür ediyor, sevgiler saygılar sunuyorum.
BİR CÜMLELİK GÖZLEMİM
Bu etkinliğimiz daha önceki altı etkinliğimizden çok çok daha kalabalıktı, çok daha coşkuluydu, ilk kez yazar ve şair dostlar (Gülnar ve Karaman’dan) katılmıştı, hiçbir eğitimi olmayan şalvarlı bir köylü ilk kez Karacaoğlan şiirleri okumuştu, yemekler çok güzeldi, beğenmeyen yoktu, Musa Eroğlu Çınaraltı’ndaki gecemize de katılmıştı ama kendisine buradaki ilgi çok daha fazlaydı, uzaklardan gelenler çoktu, yine muhtar katılımı yoğundu…